Patagonya

PATAGONYA

Hazırlık

Patagonya’daki Puerto Natales tüm dağcıların ve yürüyüşçülerin Torres del Paine Parkına girmeden önce son hazırlıklarını tamamladıkları sessiz ve sakin bir kasaba. Tek veya iki katlı evler, birkaç seyahat acentası, ucuz lokantalar, kamp malzemeleri kiralayan ve satan birkaç dükkan ve yine kamp yapacakların yiyecek malzemelerini aldıkları bir marketten oluşuyor. Buraya varana kadar süren yağmur devam ediyor. Buna rağmen ertesi gün başlayacağımız 3 günlük yürüyüş ve kamp planımız için malzemeleri almaya başladık. Sırt çantamızı mümkün olduğu kadar hafif tutmak için küçük ve kalorili yiyecekler seçtik. Yine hafif bir çadır ve iki mat kiraladık, diğer malzemelerin hepsi bizde vardı. Ellerimiz dolu kalacağımız pansiyona doğru yürürken yağmur kararlılığımızı ölçercesine hızını arttırdı. Beste ile gözgöze gelip birbirimizin ne düşündüğünü anlamaya çalışıyorduk. Odamıza çıkıp yağmurda şu ana kadar yüzümüzü kara çıkartmayan gore-tex montlarımızı çıkarıp yağmurun artan gürültüsünü dinlemeye başladık. Beste’ye dönüp “N’apıyoruz?” diye sorduğumu hatırlıyorum ve onun da bana “Buraya kadar geldik, gidiyoruz” dediğini.

Torres del Paine

Tüm gece yağmur ve fırtınadan doğru dürüst uyumadık. Zaman zaman “Acaba salaklık mı yapıyoruz?” diye içimden geçirdim. Sabah uyandığımızda yağmurun dindiğini görüp biraz umutlandık. Parkın girişine kadar giden otobüsü yakaladık. Otobüsün içi bizim gibi sırt çantalı gençlerle doluydu. Parka ulaştığımızda güneş iyice açmıştı. Sırt çantalarımızı düzeltirken bir tilki ben orada yokmuşçasına yanımdan aheste aheste geçip gözden kayboldu. Parka girer girmez ilk sorunumuzla karşılaştık. İki gündür aralıksız yağan yağmurdan dolayı nehir taşmış üzerindeki iki köprü de sular altında kalmıştı. Aynı sebepten dolayı parkın kuzey kısmı da yürüyüş ve kampa kapanmıştı. Park Bekçileri kendi 4×4 arazi araçlarıyla suların içinden birkaç sefer yapıp bizi karşıya geçirdiler. Onlara teşekkür ettikten sonra Beste’yle batıya doğru ilerlemeye başladık. Kuzeyde And Dağları’nın karlı zirveleri, güneyimizde ise irili ufaklı onlarca gölü seyrederek yürürken sık sık durup haritayı kontrol ediyorduk. Yağmurdan dolayı yer yer balçıklaşan zeminde zorlanmamıza rağmen keyfimiz yerindeydi. Haritada gözüktüğü kadarıyla ufacık olması gereken dereler yine yağmurdan dolayı azgın ırmaklara dönüşmüş gürültüyle göle akıyordu. Sırtımızda 7 ve12kg civarındaki sırt çantalarımızla azgın sulara dalıp birbirimize ve büyük kayalara tutunarak karşıya geçiyorduk. Haritada belirlediğimiz kamp yerine saat 17:00 gibi belimize kadar çamur ve ıslak bir halde geldik. Çadırımızı dağ evinin hemen yakınına kurduk. Dağ evinde, harika bir sebze çorbası ve fırında kuzu yedik. Diğer kampçılarla biraz sohbet edip aşçıyı da tebrik ettikten sonra çadırımıza yollandık. Karnı tok iki kedi gibi uyku tulumlarımıza girip büzüştük. Sonra birbirimizi tırtıla benzetip gözümüzden yaş gelene kadar güldük. Ertesi gün hava daha da güzelleşti. Yanımızda getirdiğimiz yiyeceklerle güzel bir kahvaltı yapıp tekrar yürümeye başladık. Hafifçe sızlayan kaslarımız bir süre sonra iyice ısındı ve ağrılar yok oldu. Beste arada çok hızlı ve ani esen rüzgarda uçmamak için çaba sarfettiyse de 7 saatlik zevkli bir yürüyüşten sonra ikinci kamp yerimize ulaştık. Bu bölgede rüzgarın sert esip çadırları sökebildiğini duymuştu. Biz de korunaklı bir yer bulup çadırımızı oraya kurduk. Güneşin kaybolmasıyla sıcaklık da aniden düştü. Akşam yemeği için yine yakınımızdaki dağ evine yürüdük. İçeride 20-25 kadar dağcı vardı. Ortada bir soba duruyordu ama içerisi daha çok insanların nefesinden ısınıyor gibiydi. Yemekte 5 gündür parkta bulunan Amerikalı çiftin iki gün süren yağmurda perişan olmalarının hikayesini dinledik. Yemekten sonra herkese uyku bastı ve biz de fenerimizin ışığında çadırımızı bulup uyku tulumlarımıza sığıştık. Gece sürekli yağmur yağdı. Neyse ki sabah güneş açtı. Çadırımızı kurutup karnımızı da doyurduktan sonra oturup harika manzarayı zihnimize kazıdık. Sırt çantalarımızı hazırlayıp kısa bir yürüyüşten sonra göle ulaştık. Buradan tekneye binip gölün karşı kıyısına geçtik. Oradan da bir otobüsle Puerto Natales’e geri döndük.

İnsanlar

İlk gece dağ evinde ısınmaya çalışırken Şili’li iki çiftle tanıstık. 4’ü de üniversite öğrencisi ve çok hoşsohbetti. Bize Şili’deyken nerelere gidip neler yapabileceğimizle ilgili bilgiler verdiler. Tüm bunları heyecanla anlatırken ve bizim Şili ile ilgili beğeni dolu cümlelerimizi dinledikçe sevindiler. Son gece tanışıp sohbet ettiğimiz Amerikalı çift ve Avustralyalı’nın iki gün durmayan yağmurdaki maceraları da çok ilginçti. Amerikalı çift yağmurda kayganlaşan yamaçta kayıp tepeden metrelerce aşağı sürüklenmişler ve son gün yine azgınlaşan bir nehrin içinden sırt çantalarıyla geçerken düşüp bir süre suyun içinde sürüklenmişler. Avustralyalı ise aynen şöyle dedi: “Yağmur bir sonraki gün de devam etseydi herşeyi toplayıp erken dönecektim.”

 Öneriler

Hava çok değişken, yaz günleri uzun. Kamp malzemeleri Puerto Natales’ten alınabiliyor veya kiralanabiliyor. Ancak yağmurluk, uyku tulumu, yürüyüş ayakkabısı gibi temel malzemeleri yanınızda getirmeniz gerekli. Bu malzemelerin iyi olması da bu tip yürüyüşlerde oldukça önemli. Doğa harika, yanınızda bol film almalısınız. Puerto Natales’te 1-2 yer dışında kalınacak yerler oldukça basit, fazla konfor aramayın.

Yazan: Burak Dolanay

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s