Direniş Anektodları

942869_505399062848051_501710662_nEy özgürlük sen nelere kadirmişsin…

Zalimliğin en koyusunu da göstersen,

Insanlığın asaletiyle ruhlarımızı süslemişsin.

Kararlılığın ve birliğin gücüyle yürekliliğimize,

Uzanıp dokunsan kalbimize,

Anlarsın, umut kıpırtıları her daim içimizde.     B.Dolanay, 17 Haziran 2013

DIRENIŞ  ANEKTODLARI

Sevgi

”Gezi’de çevreye bakıyorum… Sanki herkes birbirini yıllardır platonik seviyormuş da, anca açılabilmiş gibi. Bundan büyük devrim mi olur?” Y. Sertdemir, 14 Haziran 2013

Megafon

“Oh be, twitter başında doktor ve ilaç çağrısı yerine forum için megafon ihtiyacı duyurmak ne saadetmis. RT’lere doyamadım.” E. Çapa, 18 Haziran 2013

 Sokak Çocuğu

 “Onlarca sokak çocuğunun davranışına şahit oldum orada. İlk günlerde, yemek sırasını beklemeden, yiyeceğinden çok fazlasını alıyordu bu çocuklar. Hoyratça, sıraya aradan girmeye çalışarak… Kimse sesini çıkarmıyor, almasına izin veriyordu herkes. Bu isyan bu çocuklar içindi de çünkü. Çocuk hangi koşullarda olursa olsun gözlem yapar. Etrafına bakar, rol model seçer kendine. Şimdilerde kimse taşkınlık yapmıyor. İstediğinde tekrar alacağını bildiği için herkes yiyeceği kadarını alıyor. Mutlaka sırasının geleceğini, ihtiyacı olanı alabileceğini bildiği için bekliyor. Çöpünü çöp poşetine atıyor. Sistemin hoyratlaştırdığı bu çocukların nasıl da eğitilebilir olduğunu anlamak için orada biraz zaman geçirmek yeterli aslında. 17 gündür orada kimlerin olduğunu (çapulcu, ayyaş ve daha ne sıfatlar taktılar) bu çocuklara bakıp anlamak bile mümkün aslında.Benden bardak vermemi isteyip, biraz bekledikten sonra peşine “lütfen” demeyi ekleyen çocuk, en fazla 15 yaşında, “Abi burada kibarlık öğreniyorum” diyordu. “Lütfen” demesinin açıklamasını yapıyordu bana:) Belki de ilk defa kendilerini bir yere ait hissediyorlar. Yüzlerine bakıyorum, görmezden gelmiyorum, kaba şakalarını kibirle karşılamıyorum. Cebimdeki bozuklukları verip onun yalvarmalarından kurtulmaya çalışmıyor, bir an önce “yeşil ışık yansa da gitsem” diye beklemiyorum. Belki de ilk defa onların tarafına geçtik ve oradan dünyanın nasıl göründüğüne şahit oluyoruz. Şimdi oradan bir de kendimize bakalım; Nasıl görünüyoruz?” T. Demirel, 15 haziran 2013

Iyi Geceler

“Günlük delirme kapasitemi doldurdum.Yarının delirmesinden kullanmak istemiyorum. iyi geceler.” Z. Suda, 22 Haziran 2013

Tinerci

“Geçen akşam, Maçka Demokrasi Parkı’ndaki halk forumunda 3.000 kişi kadar toplanmıştı, değişik meslek gruplarından çeşitli konuşmacılar konuşuyordu, orada söylenenlere biz de kulak kabartalım dedik, katılımcılar arasında 3-4 tinerci çocuk vardı, bir ara tinercilerden biri ayağa kalkıp söz istedi; “Ben de konuşabilir miyim?”, “Tabii,” dedi forumu yöneten kişi, tinerci çocuk gözyaşları içinde, “Benim annem babam yok, öldüler, yok benim annem babam,” dedi yutkunarak, sonra da, “Sizden bir isteğim var,” dedi, “Ben bu illetten nasıl kurtulabilirim?!” diye sordu, önce bir duraklama oldu sonra da büyük bir alkış koptu, çoğu katılımcının gözleri yaşarmıştı, bizim de tabii… Sonra orada bulunan bir doktor ertesi akşam onu bir danışmanla buluşturacağını söyledi. İşte gerçek halk forumu dediğiniz böyle bir şey olmalı… Bu çocukların dramı devletimizin bir ayıbı değil mi?”, Yazan bilinmiyor,21 Haziran 2013

Mayıs Devrimi

“30 yıl sonra:

-baba, 31 Mayıs devrimi niye başarısız oldu?

-gülmekten yapamadık ki amk.” D. Weltschmerz, 18 Haziran 2013

Servis çok yavaş

“Biber gazı çok kötü. Servis çok yavaş. Çevik kuvvet suratsız. Bir TOMA için 25 dk bekledik. Bir daha gelmem.” Yazan bilinmiyor, Haziran 2013

NTV Muhabiri

“NTV muhabiri, “polis sadece suyla müdahele etti” dedi ve gazdan öksürdü..Binevi çarpıldı..Hey gidi gözünü sevdiğimin lodosu …” Yazan bilinmiyor, 22 Haziran 2013

Annen Aradı

“Bu gece Akaretler direnişinde, bir ara polis yine biber gazıyla saldırdığiında önden arkaya doğru çekilirken telefonumun olmadığını farkettim. Karmaşada düşürmüşüm. Yanımdaki arkadaşım bir süre beni çaldırdı ve tam kaybolup gitti derken biri acti telefonu, ‘Bjk Plaza’nın önündeyim’ dedi. Beşiktaş formalı, gençten bir çocuk elinde telefonla bekliyordu. ‘Abi karambolde yerde buldum eziliyordu zor aldım, bu arada annen aradı başka biri açarsa telaşlanır diye açmadim’ dedi. Şimdi sen bana inandırabilir misin sokaklara dokulenin kotu insanlar oldugunu! Iphone 5 ulan deyip alip gitse bird aha nerde bulucan ama almadı işte. Çünkü sokaktakiler, okulda, işyerlerinde karşınıza çıkan normal insanlar, birilerinin diline doladiığı marjinal gruplar değil!Böyle üçuüncü beşinci ağızdan değil bizzat bugün başıma gelmiş birşeydir.” Yazan bilinmiyor, 2 Haziran 2013

Pasaport Polisi

“Bugün Montreal’den New York’a girerken pasaport polisi dedi ki: ‘Türkiye’deki olayları takip ediyorum. Protestocularla aynı fikirdeyim, sizi destekliyorum. Bol şans” dedi. Gözlerim dolu dolu adamın elini s1ktım. Simdi Ankara’da olmak vardı a** s**m.” S. Oz, 22 Haziran 2013

Direnişte aşık oldum

“Dün direnişte aşık oldum. Adamın sadece adını biliyorum: Yunus. Kesin bilgi yayalım bulalım lütfen!”, Ayse, 12 Haziran 2013

Orantısız Insanlık

“Ulan Bize Kim Dedi ki Kranfillerle Taksime Git Orantısız İnsanlık Kullan ? Kimin Fikriydi Bu ? Ne Güzel Dozerle Toma Kovalamak Vardı.” çArşı, 22 Haziran 2013

Gaz yok ama bir bulut var 

“-Polis gaz kullanmıyor ama bir bulut var. Toplu ossurma olmasın?

– Polis osuruyodur halk osurmaz.” Z.Suda, 22 Haziran 2013

Evim

“Evimi özledim, postallar ve bombalar arasında kalan evimi. Çarşı tezahuratlarıyla sabahlayan mahalleyi, can sıkıntısından megafonla geyik yaptığımız LBGT tayfasını, direniş karpuzunu, canla başla çalışan gönüllüleri, doktorları, her gün elinde pasta börek gelen onca insanı şimdiden özledim.” G. Bıyık, 16 Haziran 2013.

Midyeler

“İstiklal Caddesi’nde midye satan bir çocuğun midyeleri yere döküldü ve insanlar dökülen midyelerin parasını ödüyorlar.” Y. Moray, 22 Haziran 2013

Akbil

“Az önce içinde olduğum otobüse binen bir teyze akbil basmadı. Gerekçe olarak, ‘dün miting için bedavaydı, bugün de ben basmıyorum ‘dedi, helal!” P. Gürkan, 17 Haziran 2013

Kötü üşütmüşsünüz

“Havaalanı x-ray’den geçerken güvenlik ‘Kötü üşütmüşsünüz, o nasıl öksürük öyle’ dedi. Ben ‘biber gazı’ deyince önce açmamı istediği bavuluma bakmadan ‘geçebilirsiniz’ dedi.” P.Seyrek, 18 Haziran 2013

Vapur

“Dün sabah saat 05:30 civarında ayrıldım Gezi Parkı’ndan. Geceyi orada geçirmeyi planlamamıştım aslında. Biraz kalır yine son ulaşım araçlarını kullanarak Kadıköy’e geçerim diye düşünüyordum. Önceki gün sabahın ilk saatlerine kadar, sürekli gazlı sulu müdahele yapıldığı için biraz dağıldı parktaki düzen. Haliyle bir yeniden organize olma çalışması vardı. Birden saatin 02:00 olduğunu fark ettim. O saatten sonra eve dönmek zaten çok mümkün değil, iyisi mi sabah giderim. Bir şeyler taşımak, etrafı toparlamak, okumak, yazmak, sohbet… Meydandaki piyano resitalini dinlemek… Saatin nasıl geçtiğini anlamadım. 04:00 civarında biraz uyumazsam düşeceğime karar verip kıvrılacak bir yer aradım. Uyumak için illa da çadır olması gerekmiyor, birçok insan doğrudan çimin, toprağın üstüne yatmış. Bir insanlık yer bulup kendime, kafamın altına ince bir yükselti alıp uzandım ben de. Baretimi yüzüme devirdim, tam uyuyordum ki, biri gelip dürttü: “Burada gaz maskemi gördün mü” dedi. “Böyle iki tane filtresi var, siyah, şu sadece ağız ve burunu kaplayanından”. Doğruldum, bakındım iki yanıma ve yok dedim, görmedim. Bütün gün polis yığını yapıldı Taksim’e, herkes yeni bir şafak operasyonu bekledi, tedirgin. Gaz maskesini arayan kızda da aynı tedirginlik vardı. Umarım bulmuştur bir maske…Tam bir buçuk saat deliksiz uyudum. Önceki günlerde, “o seste insanlar nasıl uyuyabiliyordu” anladım. Karaköy’e doğru yürüdüm. “Burada içki içilmedi” diye beyanat veren müezzini düşündüm Valide Sultan Cami’nin önünden geçerken. Sabah serinliği iyi geldi. Deniz sisler içinde çok güzel görünüyordu. İlk vapur saat kaçtaydı acaba? Altı buçuktaymış, bindim. Biz giderken başka bir vapur belirdi sisin içinden. Benim gibi vapurun dış güvertesinde oturanlar merakla izledik sisin içinden gelmekte olanı. İçindekileri merak ettik vapurun. Sonra geçti yanımızdan gitti. Belirsizliği düşündüm sonra. Nasılsa direniş, somut bir kazanım olana kadar sürecekti. Umutlu olmak ne kadar güzel, ne kadar iyi hissettiriyor kendini. Kadıköy’e geldik, gün başladı. Herkese iyi günler…” G. Acikgöz, 15 Haziran 2013

Devrim

“Gecenin bir yarısında kentin ana caddesinde barikatlar kurulup ateşler yanarken, deliler gibi bağıran, yüzleri maskeli ve çoğunu da tanımadığın kalabalığın arasında gazdan gözlerini bile doğru dürüst açamazken kendini hiç olmadığın kadar güvende ve özgür hissetmektir ‘devrim’…K. Bahadır, Haziran 2013

Helikopter

“Eylemler sırasındakı en komik soru çArşı grubundan birinin gaz atan helikoptere bakıp, ‘Aranızda helikopter kullanmayı bilen var mı?’ sorusuydu”, Yazan bilinmiyor, 5 Haziran 2013

Duranadam

Duranadam’a sordu emniyet;

“Neden duruyorsun burda?”
“Arkadaşımı bekliyorum”
“Ne zaman gelir?”
“Bilmiyorum”
“Arkadaşının adı ne?”
“Ethem Sarısülük…” Yazan bilinmiyor, 17 Haziran 2013

Nasıl anlatıcaz?

” ‘Allah allah!’ diye saldıran polisten “Hüüloooooğğ!” diyerek kaçan direnişçiler mevzuunu elin gavuru faiz lobisine nasıl anlatıcaz arkadaş?” M.Ç, 22 Haziran 2013

Ne oldu bizlere…

“1- TV başından kalktık aklımız başımıza geldi. IQ yükseldi.
2- İnsanların yazma , çizme yeteneği mizah duygusu gelişti.
3- Taksim’e çıkan yolların genellikle yokuşlu, merdivenli , direnişin kaçmalı, koşmalı, çökmeli kalkmalı, ayakta durmalı, zıplamalı olmasından, ruhumuzdaki boşluğun direniş aşkıyla, heyecanıyla dolmasından pek yeme içme düşünmediğimiz için insanlar form tuttu, güçlendi.
4- Doğru haber aktarmak için gözlem yeteneğimizi geliştirdik, bilgisayar bulup yazana kadar aklımızda tutmaya çalışarak belleğimizi kuvvetlendirdik.
5- Yandaşları protesto ederken baktık paramız cebimizde kalmış.
6- İnandığımız bir amacımız oldu, can sıkıntımız geçti.
7- Dün Pazartesiydi kimse sendromdan bahsetmedi.
8- Akıllı telefonlar taramalı tüfeklerimiz sosyal medya kurşunlarımız oldu.
9- Facebook zihin açıcı, gurur verici yazılarla, paylaşımlarla doldu.
10- Haberleri gazetelerden okumak yerine olay yerine gitme alışkanlığını kazandık.
11- Kim yürekli , kim yüreksiz, kim satılmış, kim namuslu, kim yalaka, kim onurlu, kim parayla satın alınır, kim kendini satmaz, kim sadece konuşuyor , kim sözünün eri anladık.
12- Çoğunluk olduğumuzu gördük yabancılaşmadan kurtulduk.
13- Özgürlüğümüze özgürlük, bilgimize bilgi kattık.
14- Tencere tava çalmaktan , slogan atıp marş söylemekten müzik kulağı, ritim duygusu gelişti.
15- Direnişçilerin sürekli hatırlatmalarından, temizlemelerinden dolayı sokakları temiz tutma bilinci gelişti.
16- Direnişçilerin sürekli hatırlatmalarından dolayı, insanlar birbirlerine karşı daha nazik, saygılı, güler yüzlü oldu.
17- Herkesin foyası ortaya çıktı
18-KOPYALA YAPIŞTIRI BİLMEYENLER ÖĞRENDİ,BİLENLERDE ALIŞKANLIK HALİNE GELDİ” Yazan bilinmiyor, Haziran 2013

Onlar Çocuk

“Arkadaşlar, Gezi Parkı’ndaki sokak çocukları direnişin ne zaman biteceğini soruyorlarmış, çünkü orada karınları doyuyor günlerdir, çünkü orada arkadaşlık buldular, dışlanmadılar. Ne yazık ki, bu çocukların kendilerini bu yüzden sorumlu hissedip barikatların önüne gittiklerini, eldivenlerle gaz bombalarını geri yolladıklarını duyuyor, resimlerle görüyoruz. Bir çocuğun böyle hissetmesi öyle saf, öyle dürüst, öyle saygı duyulacak bir duygu ki. Lütfen unutmayalım, onlar ÇOCUK. Onların bu şekilde sorumlu hissedip hayatlarını tehlikeye atmaları kabul edilemez. Onlara çocuk olduklarını hatırlatın, onları kollayın, hayatlarını tehlikeye atmalarına izin vermeyin. Onlara birşey verirken, arkadaşlık ederken bunun karşılıksız bir sevgi olduğunu, onların bunları çocuk oldukları için hak ettiklerini hissettirin. Ve aksini yapanlara karşı tavrınızı koyun. Sokak çocuklarının barikatlarda hayatlarını tehlikeye atmasına izin vermeyin. Ne şimdi, ne başka bir gün…“ Y. Dodanlı, 14 Haziran 2013

Yeni Türkiye

“Gezide babasının elini tutmuş şaşkınlıkla etrafa bakan çocuk soruyor
, ‘baba, burası Türkiye mi?’,
’evet oğlum burası yeni Türkiye’, 
’o zaman ben bunu çok sevdim babacım…” D. Akkaya, 8 Haziran 2013

Bunlar

“Başbakanın konuşmalarından anladığım kadarıyla Türkiye’de ‘bunlar’ diye bir örgüt var ve her tür kötülüğü bunlar yapıyor. Kahrolsun bunlar.” Yazan bilinmiyor, 21 Haziran 2013

Gel Gezi’ye

“Abla gel Gezi Park’ına, gezdirelim seni inan ne sinirin kalacak ne agresifliğin… Adamların sinirlerini alıyorlar, temizlik yapmaya falan başlıyorsun 1 saatte en öküzü insana çeviriyorlar.. Hayır kendimden biliyorum, oraya gittiğim günden beri kişisel gelişim ve sevgiyle doldum taşıyorum herkese tavsiye ederim…” Yazan bilinmiyor-7 Haziran 2013

Kendimizle Barışıyoruz

“Gezi Parkı direnişi başladığından beri herkes daha kibar. İnanır mısınız insanların metrobüslere binişi değişti. Birbirlerini tanımayan insanlar birbirlerine akbil basıyor. Bugün hiç yemediğim kadar kandil simidi yedim. Kimle gözgöze gelsem gozlerinin içi gülüyor. Ateistler, inananların kandilini kutluyor. O kalabalıkta kimse çantasını koruma gereksinimi duymuyor. Taciz edilme korkusu yok. Eşcinseller alkışlanıyor. İnsanlar birbirlerine, inançlarına ve düşüncelerine saygı duyuyor artık. Aynaya baktıklarında tüm haksızlıklara karşı çıkabileceklerini düşünüyor. Anne babalar;” tüm gün bilgisayar başında bundan nolacak dedikleri” çocuklarına şuan “sizinle gurur duyuyoruz” diyorlar. Rakip taraftarlar omuz omuza geziyor, farklı ideolojilere sahip insanlar birbirlerine destek oluyor.. Lütfen bizimle Ankara’da, Tunceli’de, Rize’de savaşmayın. Çünkü biz sizinle savaşmak istemiyoruz. Biz kendimizle barışıyoruz.” Ö. Aydos, 6 Haziran 2013

Hacklenmek

“Hacklenen hesaplarınızı geri almanızın tek şartı, elinizde karanfil ile Taksim’de saat 19.00’da bizi bekleyin:)” Redhack, 22 Haziran 2013

Anlatılmaz

“Fotograf, video vs .. geziyi ve meydanı canlı yaşamak, ayrı bir duygu, heyecan.. anlatılmaz ..” B. Kardes, 8 Haziran 2013

Ankara’m

“Haftasonu bizi Kızılay’a götürmek istemeyen taksi şoförü de gördük, ‘abla gidebildigimiz yere kadar beraber gideriz sonrasında siz yürürsünüz, maskenizi de unutmayın’ diyeni de vardı. Tek yaptığımız ”Güven Park ne güzel, hava ne güzel” demek, arada slogan atmaktı. Sonra biber gazı attılar. Elele tutuşmuş yönümüzü bulmaya çalışıyorduk, bulut var önümüzü göremiyoruz, bulut olmasa gözümüz akıyor zaten. 2 oğlan çekti aldı bizi kenara kuytu bir yere. Son limonlarını verdiler. ‘Alın bu limonu gözünuüze sürün, birazını da yiyin’ dediler. ‘Sizin limonunuz kalmadı’ deyince, ‘merak etmeyin bize limon vereni de buluruz nasılsa’ dediler. Öyle bir haftasonuydu işte.

 Bir sürü güzel şehir gördüm ama Ankara, sen benim gözbebeğimsin, yerine geçemez hiç bir şehir!” S. Oz, 5 Haziran 2013

Taksim’e

“Eve geldim yorgunum, yemek yok Redhack gelmiş yemek yapmış bir de not bırakmış ‘kapıdakı araba seni Taksim’e bırakacak”, Yazan bilinmiyor, 22 Haziran 2012

Duruyor

“- amirim
-dinlemede
-amirim burda biri eylem yapıyor
-durdurun
-duruyor zaten
-nasıl?
-duruyor amirim durduramıyoruz.” Ö. Özel, 17 Haziran 2013

Gezi’den geriye kalanlar

“Çantalarımızdan makyaj malzemelerini çıkarttık; yerine limon, sirke ve mide ilacı doldurduk. Süper kahramanlar gibi gündüzleri işe gidip gece parka koştuk. ……TOMA nedir bilmezken, şimdi nasıl kullanacağımızı bile biliyoruz. Biber gazı içeriklerini tek ayak üstünde bile sayarız……Gaz maskesi bulamayanlar eski sutyenlerini kullandı, silikonlu olması şart!…..Gezi Parkı’na o kadar çok kandil simidi geldi ki ertesi gün herkesin midesi bozuldu……Halk TV ve altyazıları uzun süre unutulmayacaklar arasına girdi. Halk gönüllüleri seti, tüy dökme kremi ve üç kat büyüyen hortum rüyalarımıza bile girecek…….” Pucca Günlük (Kaynak:Hurriyet), 16 Haziran 2013

Merak etme anne

“Merak etme anne ben arkalarda duruyorum. ” Yazan bilinmiyor, Haziran 2013

DEVAMI FACEBOOK SAYFAMIZDA: https://www.facebook.com/pages/Direniş-Anektodları/1374925012730591?fref=ts

 ÖNEMLI NOT: Bu anektodlar, 31 Mayıs 2013’den itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden, sosyal medya ortamında açıkça paylaşılmış yazılardan alıntılardır. Düşüncelerden çok, ‘duyguları’ aktarabilecek, yaşanmış olayları anlatan bu anektodları yazanlara teşekkür ediyoruz, ellerinize sağlık. Bu anektodların kalıcı olması için, buraya uygun ekleyebileceğiniz yaşanmış hikayeler varsa lütfen bana yazın, birlikte çoğaltalım!

VE BUNLAR DA DUVAR YAZILARI: http://listelist.com/gezi-parki-direnisini-anlatan-83-duvar-yazisi/